Yozgat’ta Kavun-Karpuz Hasadı Devam Ediyor. İlçe Çiftçisi Girdi Maliyetlerinden Şikayetçi
SEYFİ ÇELİKKAYA
Yozgat Yerköy’ün Yerköy ilçesine bağlı Sekili ve çevre köylerde sezonun son kavun karpuz hasadı devam ederken, bölge çiftçileri girdi maliyetlerinin artmasından şikayetçi. Sekili köyünden Murat Bacakoğlu ise maliyetlerden dolayı birçok çiftçinin ekim yapmaktan vazgeçtiğini söyledi.
Kavun ve karpuz üretiminin yapıldığı Yozgat’ın Yerköy ilçesine bağlı Sekili bölgesinde hasat devam ediyor. Hasadı yapılan kavun karpuzları pazar tezgahlarında yerini alırken, yerel çiftçi ise girdi maliyetlerinden yakındı.
2 Şubat 1934’te Yozgat’ı ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk’ün, Yerköy ilçesinin Sekili köyü tren istasyonunda yüklü olarak pancar ve hububat eken çiftçilere “Bu topraklarda kavun ve karpuz güzel yetişir” demesi üzerine, çiftçiler bugün kavun ve karpuz ekimine başlayan firma, bugüne kadar sürdürdüğü üretimden vazgeçmeye başladı. Önceki yıllarda yaklaşık 10 bin dekar alanda ekimi yapılan kavun-karpuz fidanlarının değeri ve girdi maliyetlerinde yaşanan sorunlar nedeniyle 10 bin dekar alana karpuz fidesi dikimi yapıldı. Bu yıl 750-800 dönüm. Sekili bölgesinde yetişen kavun ve karpuzların yüksek şeker içeriğinin lezzetini arttırdığı, bu nedenle Ankara, Çorum, Tokat, Samsun ve Sivas başta olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinden alıcı bulduğu kaydedildi. Sekili Bölgesi’nde Delice Nehri kıyısında sulu tarım, diğer bölgelerde ise kuru tarım yapıldığı vurgulanarak, tuzlu ve kumlu topraklarda yetişen kavun ve karpuzların renklerinin diğer çalışmalarından farklı olduğu vurgulandı. onların tadı daha hoş.
“KAVUN VE KARPUZLARIMIZ ÇOK GÜZEL, AROMALARI ÇOK YÜKSEK, ÇOK TATLI”
“Ben karpuz yetiştiricisiyim. Karpuz, kavun hasadı yapıyorum adana Bafra’dan sonra burada başlıyor. Bizim karpuzlarımız, kavunlarımız çok hoş, aroması çok yüksek, çok tatlı. Orijinal kavun-karpuzdur. Verim biraz düşüktü ama fiyatı uygundu. Girişler çok yüksek olduğu için biraz yapamadık ama sorunsuzdu. Kavun ve karpuzu 7-7,5 liraya satıyoruz. Karpuz biraz farklı, karpuz çok olmadığı için 8-8,5 lira. Bölgede 700-800 dönüm ekim yapılıyordu, daha önce 10 bin dönüm ekim yapılıyordu. Tamamen bitmiş gibi. Girdi değerli olduğu için fide çok değerli, mazot değerli, tohum değerli, biraz sıkıntı çekiyoruz. Sulama suyu sorunu geçen yıla göre biraz daha azdı ama su sorunu da çok fazla. Burası 850 metre su, 850 metreyi su altında bırakıyorum. Sıcaktan dolayı çok sıkıntı yaşadık. Çok sıcaktı, biraz verim kaybı yaşandı.”
“EMEKLERİMİZİN KARŞILIĞINI KESİNLİKLE ALAMIYORUZ”
Sekili köyünden Murat Bacakoğlu da ata mesleği olan kavun-karpuz üretimini zor şartlara rağmen sürdürdüklerini, gelecek nesiller için bunu sürdürmenin biraz zor olduğunu ifade etti. Bacakoğlu şunları söyledi:
“Biz kavuncuyuz, karpuz yetiştiricisiyiz, çiftçiyiz burada. Şu anda 200 dönümlük alandayız. Buranın özelliği hormonsuz yetiştirdiğimiz kavunlar. Şerbet oranı ve şurup oranı diğer bölgelere göre daha yüksek. Burada kesinlikle hormon kullanılmıyor.Adana bölgesi biter bitmez burada kavun yapımına başladık, karpuz kırmak için.Türkiye’nin hemen her bölgesine kavun ve karpuz gönderiyoruz.Kırşehir’e, İstanbul’a, Ankara’ya, hatta bazen şehirlere bile gönderiyoruz. Adana, bu sezondan sonra doğal olarak yetiştiriyoruz. Biraz su sıkıntımız var. Ona da arkadaşlarla bir hafta boyunca kanaldan su gönderiyoruz. Biri suluyor, biri bir haftalığına. O kadarını bölerek kendi başımıza hallediyoruz. İyi büyüyoruz ama emeğimizin karşılığını kesinlikle alamıyoruz.Neden alamıyorum derseniz gübre parasıydı, mazot parasıydı, işçilik parasıydı.Eskiden karpuz ekilirdi.Şimdi onu da eklerseniz Yukarısı 750-800 dönüm, muhtemelen bu işin sonuna doğru gidiyoruz. Son neslin son örneği diyebiliriz. Fiyatlar geçen seneye göre biraz yüksek ama geçen seneki mazot fiyatları ile gübre fiyatları aynı olmadığı için bir fark yok. Bu yıl biraz daha fazla bir milyon, iki milyon liraya satsanız bile kavununuzu karpuzla, mazotla, gübreyle karşılaştırdığınızda tekrar bakıyorsunuz ve hiçbir şey fark etmiyorsunuz. Şu an tek şikâyetimiz mazot, gübre, işçilik parasıydı. Şu anda tek şikayetimiz bu. Yoksa eğitim veriyoruz, bu baba mesleği, baba mesleği. Biz şu işi yapıyoruz ama geriye dönüp baktığımızda tekrar söylüyorum; 10 bin dönümden 700-800 dönüme çıktık. Kendimizi neyin içine soktuk?”