Adalet Bakanlığı’nın mahkemeye cevaben gönderdiği yazıda zamanaşımı süresinin 2 Temmuz’da sona ereceğini belirtmesine, Sivas Katliamı’nın firari zanlılarının davasına avukatlar tepki gösterdi. Dönemin Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun dinlenmesi talebini reddeden mahkeme, davayı 4 Eylül’e erteledi.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta Madımak Oteli’nde 33 kişinin yakılarak öldürülmesine ilişkin firari zanlılar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karakaş hakkında devam eden davanın 29’uncu duruşması görüldü Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde
Duruşmayı çok sayıda Alevi örgüt temsilcisi, hukukçu, demokratik kitle örgütü temsilcileri, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Sivas milletvekili adayı Gani Kaplan ve HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül izledi.
‘BU ÜLKEDE ALEVİLERİN CAN VE MAL GÜVENLİĞİ YOK’
Dosyaya eklenen belgelerin okunmasının ardından ilk olarak kardeşi Gülsün Karababa’yı katliamda kaybeden Hüseyin Karababa söz aldı.
Karababa, Sivas, Maraş, Malatya, Çorum, Dersim ve Gazi katliamlarının “devlet katliamı” olduğunu belirterek, “Bunları katliam olarak önümüze koyduğumuzda Alevi soykırımı ortaya çıkıyor. Alevilerin can ve mal güvenlikleri yok. bu ülkede. Devletin hiçbir yetkilisi mahkemeye çağrılmadı. Katliamda dört ülkenin parmağı var. Türkiye bu katliamın fiziki organizatörüdür” dedi.
‘AYM’NİN TOPLUMA KARŞI KARARI’
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Sivas Katliamı faillerinin şartlı tahliye şartıyla tahliye kararını hatırlatan avukat Coşkun Özgür Piroğlu, “Madımak’ta Alevi soykırımını gerçekleştiren katiller, tutuksuz yargılanmak suretiyle tahliye kararından faydalanmasınlar. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı toplumun vicdanını yaralamaktadır.Bu kararın mevcut haliyle uygulanıp uygulanmadığı ayrı bir konudur.Bu kararın bu şekilde uygulanması halinde diğer belge mahkumları da tutuklanarak serbest bırakılabilir. düzenli sürümün avantajı, bu hukuk savaşını sürdüreceğiz. Alevi toplumu adalet ve vicdan savaşını sürdürecektir” dedi.
‘KATLİAM CEZASIZLIKLA ÖDÜLLENDİRİLDİ’
Bakanlık ile yapılan yazışmalarda hep yanlışlık olduğunu kaydeden avukat Hüsniye Şimşek, “Dışişleri ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’nün yazısına verilen cevaba baktığımızda herhangi bir iade talebinin yerine getirilmediği anlaşılıyor. talep eksikliği nedeniyle yapılmış ancak eksik yargılama yapılmıştır.Suçun zamanaşımı süresinin 02/07/2023 tarihinde dolacağını tespit ederek mahkemeye yön vermektedir.Bu katliam bir insanlık suçudur ve bir insanlık suçu değildir. zamanaşımına tabi suç.İdare yargıya talimat veremez.Fiili işleyenler cezasız kalır.Eksikliklerin tamamlanmasını ve iade talebi düzenlenmesini talep ediyoruz.’ diye belirtti.
‘ÇÜNKÜ BU BİR İNSANLIK SUÇU’
Azmettiricilerin yargılanmadığına dikkat çeken avukat Ali Yılmaz, davanın zaman aşımına uğrama riskine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Dosyamızda 3 firari yargılanıyor. Mahkemenin görevi, bu hatanın bir insanlık kabahati olduğu kanaatiyle yoluna devam etmek ve zamanaşımından dolayı ihraç kararı vermemek. Bu tür katliamları çözmek için savcılığın ve mahkemelerin arkasında bir siyasi irade olmalıdır. Bu siyasi irade bulunduğunda aradığımız 3 sanık adalete teslim edilir.” Cinayet olarak değil insanlık suçu olarak görülmesini talep ediyoruz. Zamanaşımı nedeniyle düşmemesini talep ediyoruz. Kaldı ki, meslektaşlarımın da belirttiği gibi, idari merci statüsünde olan Adalet Bakanlığı’nın zamanaşımı tarihini mahkemeye göstermesi, yani 2 Temmuz 2023, mahkemenin görev yetkisine bir müdahaledir. Kabul edilmemelidir. Kırmızı bülten ve iade talebi ile ilgili eksikler varsa bunların düzeltilmesini talep ederiz.”
DAVA 14 EYLÜL’E ERTELENDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar hakkında tutuklama kararlarının devamına ve infazına, UYAP tarafından akıbetlerinin izlenmesine, tutukluluk halinin devamına ilişkin kararın devamına karar verilmesinin uygun olacağını bildirdi. 1 ay içinde duruşma gününü taraflara ve avukatlarına bildirerek kırmızı bültenle sanıkların aranmasına devam edilmesine karar verdi. Adalet Bakanlığı Dış Menfaatler Genel Müdürlüğü ve Avrupa Birliği’ne muhtıra yazılmasına karar verildi.
Dönemin Sivas Belediye Başkanı olan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun dinlenilme talebi reddedildi.
Bir sonraki duruşma 14 Eylül’de yapılacak.
