Emekliler Türkiye Meclisi Kuruldu: “Biz Ülke ve Dünya Sendikal Hareketi ve Demokrasi Mücadelesinde Tamamen Yeni Bir Patika Açıyoruz”
Türkiye’deki tüm emeklileri tek bir sendikada toplamak ve hakları için örgütlemek amacıyla Emekliler Türkiye Meclisi kuruldu. Emekli Öğretmen ve hukukçu Ali Ersin Gür, konuyla ilgili konferans düzenleyeceklerini ve bunun 3 amaca hizmet edeceğini söyledi. Gür, “İşin özü şu ki biz ülke ve dünya sendikal hareketi ve demokrasi mücadelesinde tamamen yeni bir patika açıyoruz” açıklamasını yaptı.
Türkiye’de 13.7 milyon emekliyi tek emekliler sendikası çatısı altında birleştirmek ve örgütlemek hedefiyle Emekliler Türkiye Meclisi kuruldu. Emekliler Meclisi’ni kamuoyuna duyuran Emekli öğretmen ve hukukçu Ali Ersin Gür, bugün yaptığı yazılı açıklama ile sendikanın kuruluşunu ve gayelerini duyurdu. Açıklama şöyle:
“GASP EDİLEN TÜM HAKLARIMIZI GERİ ALMAK AMACIYLA KURULMUŞ BİR SENDİKAL HAREKETTİR”
“Emeklilerin; ekonomik, demokratik, toplumsal ve kültürel haklarını koruyup kollamak ve gasp edilen tüm haklarımızı geri almak maksadıyla kurulmuş bir sendikal harekettir. Şu anda sendikalaşmaya çalışan bir sivil inisiyatif olarak faaliyet gösteriyor olsak da 25 bin kurucu üyeye ulaştığımız an, davul zurna ve halaylar eşliğinde bir şölen havası ile sendikal hukuksal kişilik için ilgili kuruma başvurmayı planlıyoruz. Ülkemizde 1995 yılından beri kurulan sendikaların sayısı an itibariyle 9’a ulaşmış olsa da bugüne kadar bu sendikalar önemli bir varlık gösteremediler. Emeklilerin gasp edilen haklarını elde etmeyi bırakınız, 27 yıldır bir hukuksal statü bile elde edemediler.
“DOĞRUDAN DEMOKRASİ VE DOĞRUDAN DEMOKRATİK KATILIMI UYGULAYAN BİR SENDİKAL HAREKET VE SENDİKAYI İNŞA EDİYORUZ”
Biz 8-10 kişi ile kurulmuş bir sendika değil; faal, yaygın, güçlü ve kitlesel bir sendika yani sonuç alacak bir sendika kurmayı planlıyoruz. Bunun için de dikey örgütlenmeyi ve delege sistemini reddeden, iç işleyişinde Direkt Demokrasi ve Direkt Demokratik İştiraki uygulayan bir sendikal hareket ve sendikayı inşa ediyoruz. Biz büsbütün yatay bir örgütlenmeyi savunuyor ve uyguluyoruz. Delege sistemini kaldırıyor, kongre ve Genel Şuramızı tüm üyelerin iştiraki ile gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Şu anda mahalle, köy, ilçe ve vilayet meclisleri formunda örgütleniyoruz. Bütün bu meclislerin tamamının bir ortaya gelmesiyle de en yüksek karar organımız olan Emekliler Türkiye Meclisi oluşur. Hareketin genel siyasetleri burada konuşulup şekillendirilir. Meclis örgütlenmesinin olduğu her mahalle, köy, ilçe ve vilayet; kendi yürütmesini oluşturur. Yürütmeler karar organı olmayıp icra organıdırlar. Meclisin aldığı kararların icrasını takip etmek ve günlük rutin işleri görmekle vazifelidirler. Yürütmelerimizde sayı hududu yoktur. Yürütmeler seçimle oluşturulmaz. Gönüllülük aslına nazaran yürütmede misyon almak isteyen herkes yürütmede misyon alabilir. Örneğin Ankara yürütmesi şu anda 24 bireyden oluşmuştur ve her meclis toplantısında bu arkadaşların ortasına yeni gönüllüler katılmaktadır. Yürütmelerde sayı sonunun olmaması ve istekli olarak çalışmak isteyen herkese yürütmelerde yer verilmesi, hem hareket için çok fazla kişinin koşturmasının yolunu açmakta ve hem de çalışma yükünün yalnızca 7 yahut 9 kişinin sırtına binmesinin önüne geçmektedir.
“EMEKLİLER TÜRKİYE MECLİSİ, 13.7 MİLYON EMEKLİYİ TEK EMEKLİLER SENDİKASI ÇATISI ALTINDA BİRLEŞTİRMEYİ VE ÖRGÜTLEMEYİ HEDEFLEMEKTEDİR”
Hareketin bir lider yahut eş lideri, sözcüsü ya da eş sözcüsü yoktur. Emekliler Türkiye Meclisi, ortak akıl ve kolektif liderliği savunur. Hareketin tüm aktivistleri, bulundukları yerde hareketin sözcüleri ve temsilcileridir. Bizim biat edenlere değil, beynini kullanmasını bilen ve inisiyatif kullanmasını göze alacak insanlara gereksinimimiz var. Bu durum, sistem tarafından baskılanıp köreltilmiş yeteneklerin yine ortaya çıkmasının da yolunu açmaktadır. Emekliler Türkiye Meclisi, 13.7 milyon emekliyi tek emekliler sendikası çatısı altında birleştirmeyi ve örgütlemeyi hedeflemektedir. Bu yüzden de hiçbir siyasi parti yahut siyasal oluşumun ön, yan yahut art bahçesi olmayı kabul etmez. Ortak paydamız, evvel insan ve sonra da emekli olmaktır. Bu yüzden de bizi bölüp küçük kesimlere bölmek isteyenlere inat bizler emeklilerin birliğini savunacağız. Bunun için de emeklilerin içinde bulunduğu bugünkü şartlara itiraz eden, bunun yerine insan onuruna yaraşır bir ömrün inşasını hedefleyen ve bu gayeye varmak için kullanılacak araçlar, örgütlenme, gayret ve çalışma stilinde ortaklaşabileceğimiz herkes ile ön şartsız birlikte örgütlenip birlikte davranmaktan yanayız.
“10 ARALIK GÜNÜ YILMAZ GÜNEY SAHNESİNDE SAAT 10: 00’DAN İTİBAREN BAŞLAYACAK BİR EMEKLİLER TÜRKİYE KONFERANSI’NI DÜZENLİYOR”
Emekliler Türkiye Meclisi, 10 Aralık günü Yılmaz Güney Sahnesinde saat 10: 00’dan itibaren başlayacak bir Emekliler Türkiye Konferansı’nı düzenliyor. Bu konferansa emekliler alanında faaliyet gösteren tüm sendika, dernek ve toplumsal medya üzerinden örgütlenmeye çalışan kümeler davet edilecektir. Bunun dışında Emekliler Türkiye Meclisi’nin örgütlü olup meclislerini oluşturan ya da hala örgütlenme çalışmalarının sürdüğü Adana, Ankara, Balıkesir/Altınoluk, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Eceabat, Eskişehir, Nevşehir/Hacıbektaş, İstanbul, İzmir, Kayseri, Malatya, Mersin, Ordu, Tekirdağ, Uşak, Zonguldak/Ereğli, Polatlı vs. üzere yerellerden gelen arkadaşlarımızın iştiraki ile gerçekleştirilecektir.
“BİZ ÜLKE VE DÜNYA SENDİKAL HAREKETİ VE DEMOKRASİ MÜCADELESİNDE TAMAMEN YENİ BİR PATİKA AÇIYORUZ”
Emekliler Türkiye Konferansının üç temel emele hizmet etmesini hedefliyoruz. Bir, emekliler alanının kesimli durumuna son verip ortak yapı yahut çatı altında birliği sağlamak. İki, emeklilerin sıkıntıları ve tahlil yollarını tartışıp bir evrak haline getirip bu belgeyi TBMM Lideri ile TBMM’de kümesi olan tüm siyasi parti küme başkanvekillerine ve parlamentoda şimdi temsil edilmeyen partilerin genel merkezlerine sunmak, onları bilgilendirmek ve problemin takipçisi olmak. Üç, emekliler sendikalarına hukukî statü kazandırmak. İşin özü şu ki biz ülke ve dünya sendikal hareketi ve demokrasi gayretinde büsbütün yeni bir patika açıyoruz. ya Başaracağız ya da Başaracağız. Öteki çıkış yok.”
