Raporda, Kovid-19 salgınının ortaya çıkışından bu yana geçen üç yılda maliye politikasının normale döndüğü kaydedildi. 2020 yılında sağlanan olağanüstü desteğin ardından 2022 yılında yüksek enflasyon ve ülkelerin yaklaşık dörtte üçünde salgına bağlı harcama tedbirlerinin sona ermesi nedeniyle hem para hem de maliye politikalarının sıkılaştığının belirtildiği raporda, bu değişikliğin oldukça değişken bir ortamda meydana geldiğini.
Raporda, “Ekonomiler, devam eden finansal gerilimlerle birlikte Covid-19 ile ilgili derin bir durgunluktan hızla toparlanırken, hükümetler yaşam maliyeti krizi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve finans sektörü istikrarsızlığıyla karşı karşıya kaldı.”değerlendirme yapıldı.
ABD ve Çin, küresel kamu borcu trendlerini şekillendiriyor
Kamu maliyesinin benzeri görülmemiş şokları ve hükümet tedbirlerini yansıtan büyük dalgalanmalar yaşadığına işaret edilen raporda, ekonomik daralma ve ekonomik daralma sonucunda 2020’de GSYİH’nın yaklaşık yüzde 100’üne ulaşan kamu borcundaki tarihi artışın ardından istisnai önlemlerin sona ermesinden bu yana, büyük devlet kaldıracı, açıkları kaydedildi.
Rapora göre, 2021-2022’deki güçlü nominal GSYİH büyümesiyle küresel borç, 70 yılın en sert düşüşünü gerçekleştirerek 2022’nin sonunda GSYİH’nın yüzde 92,1’ine geriledi, ancak yine de 2019 sonu seviyesinin yaklaşık yüzde 8 puan üzerinde.
Küresel kamu borç eğilimlerini şekillendirdiği söyleniyor
Raporda, küresel kamu borcunun GSYİH’ya oranının bu yıl yüzde 93,3’e, 2024’te ise yüzde 94,6’ya çıkmasının beklendiği belirtildi.
2028 yılında kamu borcunun GSYİH’ya oranının yüzde 99,6’ya çıkacağının tahmin edildiğinin belirtildiği raporda, ABD ve Çin ekonomisindeki gelişmelerin küresel kamu borç trendlerini şekillendirdiği belirtildi.
2028 yılında ise yüzde 42,3 olması beklendiği kaydedildi.
Raporda, ABD kamu borcunun GSYİH’ya oranının 2028 yılına kadar yüzde 136,2’ye çıkmasının beklendiği belirtilirken, aynı dönemde Çin’in kamu borcunun GSYİH’ya oranının yüzde 104,9’a çıkacağı varsayılıyor.
Raporda, Türkiye’nin kamu borcunun GSYİH’ya oranının 2023’te yüzde 35, 2024’te yüzde 36,7, 2025’te yüzde 37,7, 2026’da yüzde 38,8, 2027’de yüzde 40,4 ve 2027’de yüzde 40,4 olacağı kaydedildi. 2028’de yüzde 42,3 olacak
Yakın vadeli finansal görünüm karmaşık olmaya devam ediyor
IMF raporunda, “Yakın vadeli mali görünüm karmaşık olmaya devam ediyor ve fiyat ve finansal istikrarı sağlarken, belirsiz bir ekonomik ortama ve hızla değişen finansal koşullara yanıt vermek için maliye ve para politikalarının yakından uyumlu hale getirilmesi kritik önem taşıyor.”değerlendirme yapıldı.
Hükümetler daha yüksek faiz faturaları ve kamu harcamalarını artırma baskılarıyla karşı karşıya kaldıkça, genel mali açıkların GSYİH’ya oranının 2023’te yüzde 5’e yükselmesi bekleniyor.
Kamu şube bilançoları üzerinde de baskı oluşturabilir.
Risklerin aşağı yönlü olduğuna vurgu yapılan raporda, “Finans sektöründeki istikrarsızlık artarsa, hükümetler yardıma çağrılabileceği için kamu sektörü bilançoları üzerinde de baskı oluşturabilir.”değerlendirme yapıldı.
Raporda, “Orta vadede, mali açıkların önümüzdeki birkaç yıl içinde salgın öncesi seviyelerin üzerinde kalacağı tahmin ediliyor.”terim kullanıldı.
Risk bazlı finansal çerçeveler geliştirme ihtiyacını vurguladı
IMF raporu, hükümetlerin mali tamponların yeniden inşasına, dengeli makroekonomik politikaları teşvik eden, borç kırılganlıklarını zaman içinde azaltan ve gelecekteki şoklarla başa çıkmak için gerekli alanı yaratan güvenli, riske dayalı mali çerçeveler geliştirmeye öncelik vermesi gerektiğini vurguladı.
